Bu Blogda Ara

17 Aralık 2011 Cumartesi

Başlıca Meleklerin İsimleri ve Görevleri

            Büyük Melekler Ve Görevleri
1.Cebrail : Meleklerin en büyüğüdür. Görevi ise Allah ile peygamberler arasında elçilik yapmak, Allah'ın kitaplarını peygamberlere getirmektir. Kitabımız Kur-an'ı kerimi Allahtan peygamberimize getiren Cebrail'dir.
2. Mikâil : Tabiat olaylarının idaresi ile görevlidir. Yağmur yağması, rüzgâr esmesi, gök gürlemesi, ekinlerin bitmesi gibi işlerle ilgilenir.
3. İsrafil : Kıyametin kopması ve insanların öldükten sonra tekrar dirilmeleri ile görevlidir.
4. Azrâil : Ömrü sona eren insanların canlarını almakla görevlidir.

 Bu 4 büyük melekten başka diğer meleklerden bazıları da şunlardır :


Kirâmen Kâtibin : Bunlar 2 melektir. Biri insanların sağında, diğeri solunda bulunur. Sağındaki, insanın yaptığı iyi işleri, solundaki ise kötü işleri yazar. Böylece her insana ait iyiliklerin ve kötülüklerin yazıldığı "amel defteri" meydana gelir.
Münker ve Nekir :Bunlar, öldükten sonra kabirde insanlara soru sormakla görevli iki melektir.

Rıdvan : Cennetteki meleklerin başkanıdır.
Mâlik : Cehennemdeki meleklerin başkanıdır.

Meleklerin Mahiyeti ve özellikleri

İmanın şartlarından ikincisi meleklere inanmaktır. Melekler nurdan yaradılmış varlıklardır. Onlar Allah'ın sevgili kullarıdır. allah'ın emirlerini kusursuz yerine getirirler, Hiç günah işlemezler.Melekler nurdan yaradılmış lâtif bir varlık oldukları için biz onları göremiyoruz fakat varlıklarına inanıyoruz. Çünkü meleklerin varlığını Allah teâlâ Kur-an'ı Kerimde haber vermiş, peygamber efendimiz de melekleri hem görmüş hem de bize bildirmiştir.

1. Devamlı olarak Allah'a ibadet ederler.
2. Nurdan yaradılmışlardır.
3. Erkeklikleri ve dişilikleri yoktur.
4. Yorulmak nedir bilmezler.
5. İyilik yaparlar, kötülük yapmayı bilmezler.
6. Evlenmezler. Öyle bir ihtiyaçları yoktur.
7. Yemezler, içmezler.
8. Gözle görülmezler.
9. Uyumazlar, istirahate ihtiyaçları yoktur.
10. Onlarda gençlik ve yaşlılıkyoktur.
11. En uzak mesafelere bir anda gidebilirler.
12. Kanatları vardır. Fakat bu kanatlar bizim bildiğimiz kanatlardan değildir.
13. yerlerde ve gökte heryerde vardırlar, herbirinin görevi de farklıdır. Bu görevleri bıkmadan usanmadan hakkıyla yerine getirirler.

Allah'ın Sıfatları

Allah'ın 14 sıfatı vardır. Bunlardan 6 tanesine "zati" sıfatlar, 8 tanesine de "sübûti" sıfatlar denir.

                    Zati Sıfatlar

1. Vücud : Var olmak. Allah vardır, yokluğu düşünülemez.
2. Kıdem : Allah'ın varlığının başlangıcı yoktur. Allah sonradan meydana gelmiş bir varlık değildir, hiçbir şey yokken o yine vardı.
3. Beka : Allah'ın varlığının sonu yoktur. Herşey yok olduktan sonra, Allah'ın varlığı yine devam edecektir.
4. Vahdaniyet : Allah'ın bir olması demektir. Allah birdir, eşi, benzeri ve ortağı yoktur.
5. Muhalefetün Li'l Havadis : Sonradan olan şeylere benzememek. Allah yarattıklarından hiçbirine benzemez.
6. Kıyam Binefsihi : Allah'ın varlığı kendindendir. Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, herşey ona muhtaçtır.

                    Sübûti Sıfatlar

1. Hayat : Diri olmak. Allah devamlı olarak diridir.
2. İlim : Bilmek. Allah geçmişi, geleceği, gizli ve açık herşeyi bilir. Kalplerden geçenleri de bilir.
3. Sem'i : İşitmek. Allah herşeyi işitir.
4. Basar : Görmek. Allah herşeyi görür.
5.İrade : Dilemek. Allah diler, dilediğini yapar.
6. Kudret : Gücü yetmek. Allah sonsuz kudret sahibidir, herşeye gücü yeter.
7. Kelam : Söylemek. Allah söz sahibidir, sözünü peygamberlerine duyurmuştur. Kur-an Allah'ın sözüdür.
8. Tekvin : Yaratmak. Allah yaratıcıdır. Kâinattaki herşeyi yaratan O'dur. Var olmasını dilediği bir şey, "ol" deyince hemen oluverir. Var olan bir şeyi de dilediği zaman yok edebilir.

15 Aralık 2011 Perşembe

Dilek Nasıl Dilenir

Allah'tan bir şey dileyeceğin zaman : 
      Hadid suresinin ilk 6 ayeti ile Haşr suresinin son 4 ayetini oku 
 Hadid suresinin ilk 6 ayeti şöyledir:

Bismillahirrahmanirrahim
Hadid(1)Sebbeha lillahi ma fissemavati vel'ardı ve hüvel azizül hakıymü(2) lehu mülküssemavati vel ardı, Yuhyiy ve yumiytü ve hüve ala küllü şey'in kadiyrün(3) hüvel evvelü vel'ahirü vez zahirü vel batınüve hüve bikülli şey'in aliymün(4) hüvelleziy halkıssemavati vel arda fiy siddeti eyyamin sümmesteva alel arşı yalemu ma yelicü fil'ardı vema yahrucu minha vema yenzilüminessemai vema yarucu fiyha ve hüve meakümeyne maküntüm vallahü bimatamelune basiyrün(5) lehu mülküssemavati vel'ardı ve ilellahi turceul ümuri.

Haşr Suresinin Son 4 Ayeti de Şöyledir :

 Lev enzelna hazelkur'ane âla cebelin lereeytehu haşi'an mutesaddi 'an min haşyetillahi ve tilkel'emsalu nadribuha linnasi le'allehum yetefekkerune.
Huvallahulleziy la ilahe illa huve 'alimulğaybi veşşehadeti huverrahmanurrahıymu.
Huvallahulleziy la ilahe illa huve elmelikulkuddususselamul mu'minul muheyminul 'aziyzul cebbarul mutekebbiru subhanallahi 'amma yuşrikune. 
 Huvallahul halikul - bariy-ulmusavviru lehum'esma ulhusna yusebbihu lehu ma fiyssemavati vel'ardı. Ve huvel'aziyzulhakiymu.

Sonra da şöyle dua edilir :

Ya men hüve ha keza es'eluke bi hakkı hazihil esmai en tüsalliye alâ Muhammedin ve alâ Ali muhammedin ve en tef'ale bi (burada hacetin ne oldugu söylenir) 
Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, hacetin Allahın izniyle kabul edilir.

Kadına Nasıl Davranmalı

Dinimizde kadına verilen değer
Kadınlar Allahın emanetidir. Onlara sahip çıkmalı ve korumalıyız. Elimizden geldiği kadar onlara iyi davranmalıyız. Büyük İslam âlimi Ahmet Mekki Efendi aile saadeti hakkında şöyle derdi :

Güzel huylu olmalı bir erkek hanımına, Şefkat ve muhabbetle davranmalı hep ona.
Ev içinde daima güler yüzlü olmalı, Ona karşı yumuşak ve nazik davranmalı.
Önce selam vermeli girince eve erkek, Hatırını sormalı nasılsınız diyerek.
Onu çok sevdiğini bildirmeli kendine, İştirak etmelidir sevincine derdine.
Ağır ve zor işleri mesela çarşı pazar,İşlerini hanıma yaptırmamalı zinhar.
Kolaylık göstermeli ona ev işlerinde ve yardım etmelidir çocuk terbiyesinde.
Onu hiç bir surette asla dövmemelidir, dövmek değil sert bile hiç söylememelidir.
Resulullah buyurdu : Eşini dövse bir zât, bilsinki davacısı mahşerde benim bizzat.
Ona yanında iken ve yanında olmadan, hayır dua etmeli, kaçmalı bedduadan.
 Çünkü o gece gündüz beyi için çalışır, ve onun en vefalı hayat arkadaşıdır.
Bazı erkek vardır ki naziktir ona buna, lakin arslan kesilir evinde hanımına.
Yine bilmelidir ki hanım esir değildir, Rabbin bir emaneti ve cennet nimetidir.
Öyle olmalıdır ki hanımıyla gerçekten, bilsinki beyim beni çok seviyor herkesten.

Esmaül Hüsnanın Açıklaması

El-Vahid : Zât, sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayan, tek olan.
El-Kâdir : Kudret sahibi, dilediğini yapan.
El-Mukaddim : İleri götüren, öne geçiren.
El-Evvel : Ezelî, varlığının başlangıcı yok.
Ez-Zâhir : Yarattıkları ile varlığı açık.
El-Vâli : Bütün Kâinatı idare eden.
El-Berr : İyilik ve ihsanı bol olan.
El-Müntekım : Hak edene,hak ettiği cezayı veren.
Er-Rauf : Çok merhamet eden şefkatli.
Zül-Celâli vel İkrâm : Celâl, azamet, şeref, kemâl ve ikram sahibi.
El-Câmi : İki zıddı bir arada bulunduran.
El-Mûgni : İhtiyaçları gideren,fazlıyla doyuran.
Ed-Dârr : Elem,zarar verenleri yaratan.
En-Nûr : Zâtı açık ve âlemleri nurlandıran.
El-Bedi : Misalsiz, örneksiz yaratan.
El-Vâris : Herşeyin asıl sahibi olan.
Es-Sabur : Ceza vermede,acele etmeyen.
El-Mâcid : Keremi, ihsanı bol olan.
Es-Samed : Hiç bir şeye ihtiyacı olmayan, herkesin kendine muhtac olduğu merci sahibi.
El-Muktedir : Dilediği gibi tasarruf eden, herşeyi kolayca yaratan, kudret sahibi.
El-Muahhir : Dilediklerini tehir eden.
El-Âhir : Varlığının sonu olmayan, ebedi.
El-Bâtın : Aklın tasavvurundan örtülü.
El-Müteâli : Son derece yüce.
Et-Tevvâb : Tevbeleri kabul eden.
El-Afüvv : Affı çok olan, günahları affeden.
Mâlik-ül Mülk : Mülkünde hakim.
El-Muksit : Mazlumların hakkını alan.
El-Ganiy : İhtiyaçsız,herşey ona muhtaç.
El-Mâni : Dilemediklerine mani olan.
En-Nâfi : Menfaat veren şeyleri yaratan.
El-Hâdi : Hidayet veren.
El-Bâki : Varlığı ebedi olan.
Er-Reşid : İrşada muhtaç olmayan.
El-Halim : Cezada acele etmez, hilm sahibi.
El-Gafur : Affı, mağfireti bol olan.
El-Âliyy : Yüceler yücesi.
El-Hâfız : Herşeyi koruyucu olan.
El-Hasib : kulların hesabını en iyi gören.
El-Kerim : Keremi bol, karşılıksız veren.
El- Mucib : Duaları kabul eden.
El-Hâkim : Herşeyi hikmetle yaratan.
El-Mecid : Şerefli, nimeti, ihsanı sonsuz.
Eş-Şehid : Her an her yerde hazır ve nazır.
El-Vekil : Kulların işlerini bitiren.
El-Metin : Kuvvet ve kudret menbaı.
El Hâmid : Hamd ve senaya lâyık.
El-Mubdi : Maddesiz, örneksiz yaratan.
El-Muhyi : Mahluklara can veren.
El-Hayy : Ezeli ve ebedi bir hayat ile diri.
El-Vacid : Hiç bir şey kendine gizli değil.
El-Habir : Herşeyden haberdar.
El-Âzim : Büyüklükte benzeri olmayan.
Eş-Şekur : Az amele, çok sevab veren.
El-Kebir : Büyüklükte benzeri yok.
El- Mukit : Her çeşit rızkı yaratan.
El-Celil : Celal ve azamet sahibi olan.
Er-Rakib : Her varlığı her an gözeten.
El-Vasi : Rahmet ve kudret sahibi, ilmi ile herşeyi kuşatan.
El-Vedûd : İyiliği seven, iyilik edene ihsan eden, sevgiye layık olan.
El-Ba'is : Peygamber gönderen, mahşerde ölüleri dirilten.
El-Hakk : Varlığı değişmeden duran, var olan, hakkı ortaya çıkaran.
El-Kaviy : Kudreti en üstün ve hiç azalmaz.
El-Veliy : Mü'minleri seven ve yardım eden.
El-Muhsi : Varlıkların sayısını bilen.
El-Mu'id : Yarttıklarını yok edip, sonra tekrar diriltecek olan.
El-Mümit : Her canlıya ölümü tattıran.
El-Kayyum : Zâtı ile kâim, mahlûkları varlıkta durduran.
Allah : Her ismin vasfını ihtiva eden öz adı.
Er-Rahim : Ahirette mü'minlere merhamet eden, ihsan eden.
El-Kuddüs : Her noksanlıktan uzak olan.
El-Mü'min : İman nurunu veren.
El-Aziz : Mutlak galip, karşı gelinemez.
El-Mütekebbir : Büyüklükte eşi yok.
El-Bâri : Herşeyi kusursuz yaratan.
El-Gaffar : Günahları mağfiret eden.
El-Vahhab : Karşılıksız nimetler veren.
El-Fettah : Her türlü sıkıntıları gideren.
El-Kâbıt : Rızıkları daraltan, ruhları alan.
El-Hâfıd : Kâfir ve facirleri alçaltan.
El-Mûizz : Dilediğini aziz eden.
Es-Semi : Mükemmel işiten.
El-Hakem : Mutlak hâkim, hakkı batıldan ayıran.
El-Latif : Lûtfeden, herşeye vakıf.
Er-Rahman : Dünyada bütün mahlûkata merhamet eden, ihsan eden.
El-Melik : Yaratıcı, kâinatın sahibi.
El-Selâm : Her tehlikeden selamete çıkaran.
El-Müheymin : Herşeyi görüp, gözeten.
El-Cabbâr : Dilediğini yapan ve yaptıran.
El-Hâlik : Yaratan, yoktan var eden.
El-Musavvir : Varlıklara sûret veren, onları birbirinden ayıran özelliklerde yaratan.
El-Kahhâr : Her istediğini yapacak güçte olan.
Er-Rezzâk : Her varlığın rızkını veren.
El-Alim : Gizli açık, geçmiş gelecek, herşeyi, ezeli ve ebedi ilmi ile çok iyi bilen.
El-Bâsıt : Rızıkları genişleten, ruhları veren.
El-Rafi : Şeref verip yükselten.
El-Müzill : Dilediğini zillete düşüren.
El-Basir : Gizli açık herşeyi iyi gören.
El-Âdl : Mutlak adil,yerli yerinde yapan.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Aşure Ayı

Aşur Günü Aşure Günü
Aşure günü ve gecesi okunacak dua

"Elhamdülillâhi Rabbil-âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn. Allahümme entel-ebediyyü'l-kadîm, el-hayyül-kerîm, el-hannân, el-mennân. Ve hâzihî senetün cedîdetün. Es'elüke fîhe'l-ısmete mineşşeytânirracîm, vel avne alâ hâzihin-nefsil-emmâreti bissûi vel-iştiğâle bimâ yukarribünî ileyke, yâ zel-celâli vel-ikrâm, birahmetike yâ erhamerrâhimîn. Ve sallallâhu ve selleme alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve ehl-i beytihî ecmaîn."
Muharrem ayının onuncu günü Aşure günüdür. Muharrem ayı, Kur'an-ı Kerimde, kıymet verilen dört aydan biridir. Muharremin birinci günü oruç tutmak, o senenin tamamını oruç tutmak gibi faziletlidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur.)

Bu ayın en kıymetli gecesi de Aşure gecesidir. Allahü teâlâ, Aşure gününde edilen birçok duayı kabul etmiştir. Bunlardan bazıları, Hazret-i Âdem'in tevbesinin kabul olması, Hazret-i Nuh'un tufandan kurtulması, Hazret-i Yunus'un balığın karnından çıkması, Hazret-i İdris'in canlı olarak göğe çıkarılması, Hazret-i Yakub'un, oğlu Hazret-i Yusuf'a kavuşması, Hazret-i Yusuf'un kuyudan çıkması, Hazret-i Eyyüb'ün hastalıktan kurtulması, Hazret-i Musa'nın Kızıldeniz'i geçmesi, Hazret-i İbrahim'in ateşte yanmaması, Hazret-i İsa'nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılmasıdır.

 

        Aşure günü Nuh aleyhisselamın gemisi, Cudi dağına indirildi. O gün Nuh ve yanındakiler, Allahü teâlâya şükür için oruçlu idiler. Hayvanların dahi karnı aç idi. Yine Aşure günü Allahü teâlâ Adem aleyhisselamın ve Yunus aleyhisselamın kavminin tevbesini kabul etti. İbrahim aleyhisselam da o gün doğdu.


Medine’de aşure günü oruç tutan Peygamber efendimiz, Yahudilerin de oruç tuttuklarını gördü.
Niye oruç tutuyorsunuz? diye sordu. Onlar da, Allah’ın İsrail oğullarını düşmanından kurtardığı bir gündür, Musa bu günde oruç tuttuğu için dediler.

Aşure günü yapılabilecek ibadetler

 
1- Aşure günü oruç tutmak sünnettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
 

Aşure günü oruç tutanın, bir yıllık günahları affolunur.Aşure günü, bir gün önce, bir gün sonra da tutarak Yahudilere muhalefet edin. Aşure günü oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile toplam 3 gün tutulmalıdır.
(Aşurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur.)
[Yalnız Aşure günü oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutmalı!]

Peygamber efendimiz bir gün öğleye doğru buyurdu ki:
(Herkese duyurun! Bugün bir şey yiyen, akşama kadar yemesin, oruçlu gibi dursun! Bir şey yemeyen de oruç tutsun! Çünkü bugün Aşure günüdür.)

Peygamber efendimiz, bugün bir hurmayı mübarek ağzında ıslatıp çocukların ağzına verirdi. Çocuklar, Resulullahın mucizesi olarak akşama kadar bir şey yiyip içmezlerdi. Bugün bazı hayvanların bile bir şey yemediği bildirilmiştir. Bir avcı, Aşure günü, bir geyik yakaladı. Geyik, yavrularını emzirip akşamdan sonra dönmek üzere, avcının izin vermesi için, Resulullah efendimizden, şefaat istedi. Avcı, geyiğin akşama kalmadan hemen gelmesini isteyince, geyik, bugün Aşure günüdür. Bugünün hürmetine yavrularımızı emzirmeyiz. Onun için akşamdan sonra gelmek için izin istedim dedi. Bunu duyan avcı, geyiği Resulullaha hediye etti. O da, geyiği serbest bıraktı.

2- Sıla-i rahim yapmalı. Yani akrabayı ziyaret edip, hediye ile veya çeşitli yardım ile gönüllerini almalı. Hadis-i şerifte, (Sıla-i rahmi terk eden, Aşure günü akrabasını ziyaret ederse, Yahya ve İsa’nın sevabı kadar sevaba kavuşur) buyuruldu.
3- Sadaka vermek sünnettir, ibadettir. Hadis-i şerifte, Aşure günü, zerre kadar sadaka veren, Uhud Dağı kadar sevaba kavuşur buyuruldu.

(Bugün ibadettir) diye aşure pişirmek günahtır. Aşurenin bugüne mahsus ibadet olmadığını bilerek, bugün aşure veya başka tatlı yapmak günah olmaz, sevap olur. Bu inceliği iyi anlamalı. Tedavi niyetiyle sürme çeken bugün de sürmelenebilir. Hadis-i şerifte,
(Aşure günü sürmelenen, göz ağrısı görmez) buyuruldu.
4- Çok selam vermelidir. Hadis-i şerifte, (Aşure günü, on Müslümana selam veren, bütün Müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur) buyuruldu. 

5- Çoluk çocuğunu sevindirmelidir. Hadis-i şerifte, (Aşure günü, aile efradının nafakasını geniş tutanın, bütün yıl nafakası geniş olur) buyuruldu.
6- Gusletmelidir. Hadis-i şerifte, (Aşure günü gusleden mümin, günahlardan temizlenir) buyuruldu. Bu sevaplar, itikadı düzgün olan, namaz kılan ve haramlardan kaçan mümin içindir. Bunlara riayet etmeyen kimse, Aşure günü, bir değil, binlerce defa gusletse, günahları affolmaz.7- İlim öğrenmelidir. Hadis-i şerifte, (Aşure günü, ilim öğrenilen veya Allahü teâlâyı zikreden bir yerde, biraz oturan, Cennete girer) buyuruldu. Bu gece ilim olarak, ehl-i sünnete uygun bir kitap, [mesela İslam Ahlakı veya Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye okumalıdır. Ayrıca Kur’an-ı kerim okumalı, kazası olan kaza namazı kılmalı.
Hazret-i Hüseyin, 10 Muharremde şehid edildi. O yüce imamın şehid edilmesi, elbette bütün müslümanlar için büyük üzüntüdür. Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali ve Hazret-i Hamza’nın şehid edilmeleri de, böyle büyük bir üzüntüdür. Fakat, Peygamber efendimiz, Hazret-i Hamza’nın şehid edildiği günün yıldönümlerinde matem tutmadı. Matem tutmayı da emretmedi. Matem yasak olmasaydı, herkesten önce Peygamber efendimizin ölümü için matem tutulurdu. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Matem tutan, ölmeden tevbe etmezse, kıyamette şiddetli azap görür.) [Müslim] 
İki şey vardır ki, insanı küfre sürükler. Birincisi, birinin soyuna sövmek, ikincisi, ölü için matem tutmaktır.