Bu Blogda Ara

16 Kasım 2011 Çarşamba

PEYGAMBERİMİZİN MEKKE'den MEDİNE'ye HİCRETİ

        İslâm tarihinde Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye göç etmesine ''Hicret'' denir. Müşriklerin baskı ve zulümlerinin devam etmesi üzerine Peygamberimiz, Müslümanların Mekke'den Medine'ye hicret etmelerine izin verdi. Müslümanlar gruplar halinde Medine'ye göç etmeye başladılar. Din uğrunda, doğup büyüdükleri yurtlarını, mal ve mülklerini bıraktılar. Medine'de yanan ümit ışığına koştular.

       Mekke'de peygamberimizle birlikte Hz. Ebû Bekir, Hz. Ali ve birkaç müslümandan başka kimse kalmamıştı. Peygamberimiz bütün güçlüklere rağmen görevini yapmış, Peygamberliğinin 13 yılını Mekke'de tamamlamış bulunuyordu.

       Müşrikler medine'lilerin müslüman olması ve Mekke'deki müslümanların da Medine'ye göç etmesiyle kuvvetli bir İslâm topluluğunun oluşmasından korktular. İslâmiyeti kökünden yok etmek için ''Dâru'n Nedve'' denilen yerde gizlice toplandılar Ebû Cehil'in teklifi üzerine Peygamberimizi öldürmeye karar verdiler. Bu korkunç kararı uygulamak üzere her kabileden birer genç seçtiler. Seçilen bu silahlı gençler, Peygamberimizin evini kuşattılar ve dışarı çıkmasını beklemeye başladılar.

      Müşriklerin gizlice aldığı bu ölüm kararı, Allah tarafından Cebrail aracılığı ile Peygamberimize bildirildi ve hicret etmesine izin verildi. Peygamberimiz kendi yatağına Hz. Ali'yi yatırarak, evini saran müşriklerin arasından çıktı ve Hz. Ebû Bekir'in evine gitti. Allah Peygamberini korudu. Eli silahlı müşrikler onu göremediler.

       Yol hazırlıkları yapıldıktan sonra, Peygamberimiz Hz. Ebû Bekirle birlikte, geceleyin Mekke'ye bir buçuk saat mesafede olan Sevr Dağına gittiler ve orada bir mağarada gizlendiler. Sabah olunca Peygamberimizin evden çıktığı anlaşıldı. Bunun üzerine müşrikler her tarafı aramaya başladılar. Muhammed'i kim bulursa ona yüz deve mükâfat verileceğini va'dettiler.

       Peygamberimizi arayanlar yoldaki izleri takip ederek mağaranın önüne kadar geldiler. Mağaranın girişine bir örümceğin ağ örmüş olduğunu gördüler. Mağaranın içine girip aramak istediler ise de içlerinden biri; ''içeriye insan girseydi, burada örümceğin ağı ve güvercinin yuvası olmazdı'' deyince dönüp gittiler.

       Müşrikler mağaranın önüne geldikleri sırada Hz. Ebû Bekir endişelenerek;
- Bizi görecekler Ya Resûlullah, dedi.
       Peygamber efendimiz:
- Üzülme Allah bizimle beraberdir, diye karşılık verdi.

       Mağaranın ağzına örümceklerin ağ örmesi, oradaki bir ağacın dallarına güvercinlerin yuva yaparak yumurta bırakması bir mucizedir. Yüce Allah, sevgili Peygamberini bu mucizelerle korumuş, mağaranın ağzına kadar gelen düşmanları gizli bir kuvvet geri çevirmiştir.

       Peygamberimiz ve Hz. Ebû Bekir mağarada üç gün kaldıktan sonramMedine'ye gitmek üzere yola çıktılar. Onları takip etmekte olanSüraka adında bir pehlivanizlerini buldu. Bütün gücüyle atını üzerlerine sürdü. Onlara iyice yaklaştı. Tam bu sırada atının ayakları sürçtü. Kendisi de yere yuvarlandı. Yeniden toparlanarak var gücüyle atını tekrar ileri sürdü. Fakat bu defa atının ayakları dizlerine kadar kuma battı. Olduğu yerde çakılıp kaldı. Gizli bir kuvvet atını geri çekiyordu. Süraka bu durumu görünce korktu. Yaptığına pişman oldu. Peygamberimizden af diledi ve geri döndü. Arkadan gelenlere de: ''Ben buraları aradım kimse yoktu'' diyerek onları geri çevirdi. Süraka daha sonra müslüman olmuştur.

       Sevgili Peygamberimiz bir hafta süren tarihi yolculuğunu tamamlayarak bir pazartesi günü Medine yakınındaki kuba köyüne ulaştı. Burada büyük bir sevgi ile karşılandı.

       Peygamberimiz burada on günden fazla kaldı. Kuba mescidini yaptırdı. Mescid yapılırken mübarek elleriyle taş taşıdı. Bir işçi gibi çalıştı. İslâm tarihinde yapılan ilk mescid budur. Peygamberimizden üç gün sonra ayrılan Hz. Ali de burada Peygamberimize yetişti.

      Beraberindeki müslümanlarla birlikte Peygamber efendimiz bir cuma günü Kuba'dan Medine'ye hareket etti. Salimoğulları yurduna geldikleri zaman öğle vakti olmuştu. Peygamberimiz cuma namazının farz kılındığını müslümanlara bildirdi. Orda ilk cuma namazını kıldılare. Peygamberimiz namazdan sonra Medine'ye doğru yoluna devam etti.

      Medine'liler bir bayram sevinci içinde bu şerefli misafiri karşılamak için yolun iki tarafına sıralanmışlardı. Peygamberimiz geçerken ''Buyrun Ya Resûlullah'' diyorlar, küçük çocuklarda ''Allah elçisi geldi'' diye sevinç çığlıkları atıyorlardı.

       Medine'de büyük bir sevgi ile karşılanan Peygamberimiz, Halid Bin Zeyd, yani Ebû Eyyüb Ensari Hazretlerinin evinde misafir oldu ve burada yedi ay kadar kaldı.