Bu Blogda Ara

14 Temmuz 2013 Pazar

Resulü Ekremin Duası

Hz Ayşe (r.a) dan rivayet edildiğine göre: Resul-ü Ekrem (s.a.v) şöyle dua ederdi:
       Allahümme inni euzu bike min şerri ma amiltü ve min şerri ma lem a'mel.
Allahım şimdiye kadar yaptığım ve bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım.
       İbn-i Abbas radyallahu anh dan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) hep şöyle dua ederdi:
       Allahümme leke eslemtü ve bike amentü ve aleyke tevekkeltü ve ileyke enebtü ve bike hasamtü ve ileyke hakemtü, fağfir-li mâ kaddemtü ve ma ahhartü ve ma esrartü ve ma a'lentü, ente'l mukaddimüve ente'l-muahhir. La ilahe illa ente.
      Allahım !
Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim, senin yardımınla düşmanlara karşı mücadele ettim. Kitabın ile hükmettim. Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım gizlediğim ve açığa vurduğum ve senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle. Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senden başka ilah yoktur.

Peruk Takmak ve Saç Sakal Boyamak Günahmıdır

Peruk Takmak
       Resulullah'ın menettiği ve lanetlediği şeylerden birisi de saçı dökülen veya dökülmeyenkimselerin kafalarına başkalarının saçlarını koymaları veya bunları eklemeleridir.
       Saç takma ve eklemede hem doğal şeklini değiştirmek, hem de karşısındakini yanıltmak ona genç görünmek vardır ki, islam bunları hoş görmemiştir. Ancak ipek veya yün iplikleri örgü yapıp eklemek aynı manada olmadığı için caiz görülmüştür.

Saç ve Sakalı Boyamak
       Peygamberimiz (s.a.v)'in çağında yahudi ve hristiyan ihtiyarları saç ve sakallarını boyamazlardı. Onlara benzemesinler diye yaşlı sahabiler boyamaya teşvik edilmişlerdir. Ancak boyanın rengi üzerinde durulmuş siyaha boyamanın cevazı tartışılmıştır. Kına kırmızısı ve kırmızı-siyah karışımı nebati yani bitkisel boyalarla boyamak ittifakla caizdir. Kadınların siyaha boyamaları umumiyetle caiz görülmüştür.
       Resul-ü Ekrem'in kafirlere benzememek için saç ve sakal boyama emri teşvik emri olarak telakki edilmiş ve bu sebeple Ebu Bekir ve Ömer (r.a) gibi sahabiler boyamış, Ali, Ubey, Enes (r.a) gibi sahabiler de boyamamışlardır.

Sakal Bırakmak
       Resulullah (s.a.v) müşriklere muhalefet edin (benzemeyin), sakalları bırakın, bıyıkları kırpın buyurmuştur.
       Bu ve benzeri hadisler ile tatbikata bakan cumhur sakalı traş etmenin haram olduğu neticesine varmışlardır.
       Kadı İyad bunun mekruh olduğunu söylemiştir. Aynı mahiyette olan boyama emrini yerine getirmenin farz ve terkinin haram sayılmaması bu görüşü destekler.
       Bazı muasır alimler bunun bir âdet meselesi olduğunu düşünerek mübah olduğunu söylemişlerdir. Kardavi de ikinci görüşü tercih eden muasır bir alimdir.

Estetik Ameliyat ve Kaş Aldırmak Günahmıdır

Estetik Ameliyat
       İnsanı aşağılık kompleksine iten, toplum içinde manen işkence çekmesine sebep olan bir anormallik veya fazlalık olursa bunun izalesi tedavi mahiyetindedir. Peygamberimiz (s.a.v) güzellik için dişlerini seyrekleştirenleri lanetlemiştir. Burada geçen güzellik yukarda bahsettiğimiz ihtiyaç sebebiyle yapılan ameliyatları istisna etmektedir. 

Kaş Aldırmak
       Resul-ü Ekrem (s.a.v)'in lanetine kaş aldıran ve alanlar da dahildir. Kaş aldırmak kaşın kıllarını yolarak iyice inceltmek ve kaşı yukarıya almak suretiyle yapılmaktadır. Bu hilkati değiştirme mahiyetindedir. Bazı hanbeliler bunu tenzihen mekruh sayarlar. Ancak kadının yüzünde biten kılları aldırması ve kocasının izniyle normal makyaj yapması bir kısım islam ulemasınca caiz görülmüştür.

Dövme Yaptırmak ve Dişlerin Şeklini Değiştirmek Günahmıdır

İ'tidal dini olan İslam, insanların yaradılıştan mevcut özellik ve güzelliklerini belirli, hale getiren süsü, boyamayı, takınma ve giyinmeyi bazı kayıt ve şartlarla mübah kılmıştır. Ancak fıtratı, yaradılıştan verilmiş özellik ve şekilleri değiştirme manasında süs makyaj ve değiştirmeleri yasaklamış, bunları şeytani saymıştır. Çünkü şeytan şöyle demişti:
       Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yaradışını değiştirecekler.

Dövme yaptırmak ve Dişlerin şeklini değiştirmek
       Hz. Peygamber (s.a.v) vücuduna dövme yaptıran ve yapana, normal dişleri yontarak şeklini değiştiren ve bunu yaptırana lanet etmiştir.
       Tıbbi ve estetik bakımlardan normal olan dişleri, moda olan şekle uydurmak için söktürüp yaptırmak caiz değildir. Gerek iğne batırıp açılan deliklere boyalı maddeler dökerek yapılan dövme ve gerekse diş minelerini mahveden yontma işinin sağlık yönünden de zararlı olduğu herkes tarafından bilinmektedir. İnsan sağlığına zararlı olan herşeyi islam dini yasak kılmıştır. Bunun tartışması dahi olmaz.

Tadil-i Erkan Ne Demektir, Anlamı Nedir

Tadil-i Erkan; Rükûnları düzgün yapmak anlamına gelir. Namazla ilgili bir terim olarak Tadil-i Erkan rükûnların hakkını vermek, itminan halinde bulunmak, hareketten sonra durmak yahut kalkması eğilmesinden ayrılacak şekilde iki hareket arasında sükunet bulmaktır.
       Namazda Tadil-i Erkan; rükuda, rükudan doğrulmada, secdede iki secde arasındaki oturuşta söz konusu olur. Mesela, rükudan kıyam doğrulurken vücut dimdik bir hale gelmeli ve sükunet bulmalı, en az bir kere ''Subhanallahi'l azîm'' Yüce Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih ederim diyecek kadar ayakta durup sonra secdeye varmalıdır. Her iki secde arasında bu şekilde bir tesbih miktarı durmalıdır. Nitekim Hadis-i Şerif'te;
       Sizden biri, rüku ve secdelerde belini tam olarak doğrultmadıkça namazı yeterli olmaz buyuruldu.
       Rüku ve secdeleri yerine getirin. Allah'a yemin olsun biz secde ve rüku ettikçe ben arkamda olanları da görüyorum. (Buhari Eyman, 3)

Orucun Kazası

       Yolculuk veya hastalık sebebi ile Ramazan orucunu tutamamış olan kimse, bunun tamamını veya bir kısmını kaza edebilecek bir zaman bulmuş olduğu halde, bunları kaza etmeden ölürse, malı olduğu taktirde kazaya kalan her gün için malının üçte birinden ödenmek üzere bir fidye ödenmesini vasiyet etmesi gerekir. Bu fidye fakirlere verilir. Bir özrü olmaksızın kasden Ramazan orucunu tutmayan kimse üzerine de, öldüğü zaman malının üçte birinden fidye verilmesini vasiyet etmelidir ki, bu vacibdir. Kaza edecek zaman bulamasa da bu aynıdır. Çünkü yapılması mümkün olan bir ibadeti terk etmiştir. Vasiyet etmediği taktirde varislerin bu fidyeyi vermeleri üzerine vacib olmaz. İsterlerse kendi mallarından bir bağış olarak verebilirler. Varisler de varis olmayanlar, ölü adına orucu tutmak suretiyle kaza edemezler. Böyle beden ile yapılan ibadetlerde başkasına vekalet edilemez. Ancak kendileri için tuttukları orucun sevabını ölüye bağışlayabilirler.
        İmam Şafii'ye göre; ölü vasiyet etsin veya etmesin, onun geriye bıraktığı malın tümünden kazaya kalmış oruçlarının fidyesi verilir. Böyle bir ölü adına da velisi oruç tutabilir.    

Tevazu

  
    Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bişey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar aşevi işlemi görüyordu. Durumu Hacı Bektaş Veli'ye anlatır ve H. Bektaş Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir.
       Bunun üzerine adam mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder.
       Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli'ye de anlattığını ama onun bu bağışı kabul etmemiş olduğunu söyleyerek Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Mevlana şöyle der:
       Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, ama o kabul etmeyebilir.
       Adam üşenmez kalkar 
Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli'ye sorar. Hacı Bektaş Veli şöyle der:
       Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o, senin hediyeni kabul etmiştir.

Kulun En Büyük Hatası İbadeti Yaşlılığa Bırakması

Kulun en büyük hatası,
Gençliğini eğlenceye verip,
İbadeti yaşlılığa bırakmasıdır...

Müslümanım Diyenlere Nasihat

Rızkına haram katma !
Namazını aksatma !
Tövbe etmeden yatma !
Ölüm var UNUTMA !

Duanın Makbul Olduğu Saatler

Duanın Kabul Olduğu Zamanlar
1. Gecenin son üçte biri
2. Ezan ile Kamet arası
3. Secde ederken
4. Farz namazlarından sonra
5. Yağmur yağarken
6. Seyahat ederken
7. Arefe günü
8. Ramazan ayında
9. İftar esnasında
10. Hasta ziyaretinde

Namaz Kılmanın Önemi

Sabah namazı ölümün acısını hissettirmez.
Öğle namazı mahşerin sıkıntısından kurtarır.
İkindi namazı kabrin karanlığından aydınlığa kavuşturur.
Akşam namazı sırattan hızla geçmemizi sağlar.
Yatsı namazı cehennem azabından korur...